riddle
stringlengths 22
397
| answer
stringlengths 2
17
|
---|---|
Kuyruklu kumbara Yemek taşır ambara. | KAŞIK |
Sarıdır, sarkar ; “Düşeceğim” diye korkar. | AYVA |
Çarşıdan aldım bir tane; Eve geldim bin tane. | NAR |
İstanbul’da süt pişti, Kokusu buraya düştü. | MEKTUP |
Gözenek gözenek gözü var; Beyler önünde sözü var. | BAL |
Yer altında sakallı dede, Dikenler de Nine, sökenler de Nine. | SOĞAN |
Ufacık fıçıcık İçi dolu turşucuk. | LİMON |
Havadan geldi, Başımı deldi. | DOLU |
Elde yapılır, Ete asılır. | KÜPE |
Kara koyun meler gelir, Dağı taşı deler gelir. | TREN |
Kıvrım kıvrım kıvrılır çizgisi, Ayırır kara ile denizi. | HARİTA |
Canlıdır, ama bizim gibi gezemez, Su içer, ama bizim gibi ağzı yoktur. | BİTKİ |
Bir sıvıdır, Toprağın derinliklerinden çıkarırız; O olmazsa, taşıtsız kalırız. | PETROL |
Babam kaya, annem taştır; Ben olmazsam karnınız açtır. | TOPRAK |
Şekere benzer, tadı yok; Havada uçar, kanadı yok. | KAR |
Suda ayılır, Karada bayılır. | BALIK |
Canlı kaçar, Cansız kovalar. | ATLI ARABA |
Etten, ipten yapısı, Üstündedir kapısı. | ÇUVAL |
Kandilde var, mumda yok; Mendilde var, çuvalda yok. | DİL |
Tavan içinde takır tukur, Zan edersin halı dokur. | FARE |
Sende var, bende var; Bir kuru çöpte var. | İSİM |
Kırmızı duvar üstünde Ak güvercin oturur. | DİŞ |
Sıra sıra odalar, Birbirini kovalar. | TREN |
Dam üstünde teke bağlı, Boynuzları köke bağlı. | KABAK |
Ne kanı var, ne canı; Beş tânedir parmağı. | ELDİVEN |
Kanadı var, Kuş değil; Boynuzu var, koç değil. | KELEBEK |
Çalı dibinde çıra yanar, Güneş gibi rengi var. | ÇİĞDEM |
Yer altında Yağlı kayış. | YILAN |
Yiyecek dolu yapısı, Unutulmuş kapısı. | YUMURTA |
İki Kaşık, Duvara yapışık. | KULAK |
Elime bir cam aldım, Düşüp içinde kaldım. | AYNA |
Kartopunu oymuşlar, İçine havuz koymuşlar . | YUMURTA |
Yol üstünde Oklu yumak. | KİRPİ |
Dikdörtgenden geçilir, Evin içine girilir. | KAPI |
Gece kapanır, Gündüz açılır. | PERDE |
Denizden gider batmadan, Havadan gider uçmadan. | GEMİ |
Dam başında kadı gibi, Göğe bakar cadı gibi. | BACA |
Kırmızı duvar üstünde Ak güvercin asılı. | DİŞ |
Karaydı kırmızı oldu, Herkesin gönlünü aldı. | ÇAY |
Ben bir düş gördüm, Et sakallı kuş gördüm. | HOROZ |
Köprüden gölgesiz geçer, Ben dururum o gider. | SES |
Dizi dizi tencereler, Parmak gözlü çingeneler. | KURBAĞA |
Biz iki kardeşiz; Her şeyi görürüz, Birbirimizi görmeyiz. | GÖZ |
Kara deve, girmez eve; Kes başını girsin eve. | ŞEMSİYE |
Kabuğu var, içi yok; Dayak yer suçu yok. | DAVUL |
Yer yer doymaz, Oturur kalkmaz. | FIRIN |
Yazın giyinir, Kışın soyunur. | AĞAÇ |
Sarı sarı dükkânlar , İçinde bezir gânlar. | KEÇİ BOYNUZU |
Küçücük papaz, Bayırı çıkamaz. | BİT |
Altı mermer, üstü mermer, İçinde bir bülbül öter. | AĞIZ VE DİL |
İçi taş , dışı taş; Sen içinde dolaş. | MİNARE |
Ağadan gelin aldım, Belâyı satın aldım. | NEZLE |
Topraktan çıkar yeşil, Belinde var püskül. | MISIR |
Zenginin elinde, Fakirin dilinde. | PARA |
Tren geldi “İS” dedi, Tabak düşdü “TAN” dedi, Annem bana “BUL” dedi. | İSTANBUL |
Evde asılır, Dağda atılır. | TÜFEK |
Fırında pişer, Mideye düşer. | EKMEK |
Kaftanı kara, gömleği sarı; Ana yüzlü koca karı. | KESTANE |
Aksaray’da sultan oturur; Onu yiyen, ölümden kurtulur. | YUMURTA |
Yeşil Taht üstünde var bir peri, El uzattım, rakip çekti hançeri. | GÜL |
Hırsız içerde, Başı dışarda | ÇİVİ |
Parasını el alır, Dumanını yel alır; Zehiri bize kalır. | SİGARA |
Çarşıdan aldım kapkara, Evde, kırmızılaştı maskara. | KÖMÜR |
Tek gözlü, tek bacaklı; Dikiş - nakışta aklı. | İĞDE |
El kadar mezar, Dünyayı gezer. | AYAKKABI |
Nar dânesi, nur dânesi; Dört köşenin bir dânesi. | GELİN |
Bilmece bildirmece, El üstünde kaydırmaca. | SABUN |
Altı deri, üstü deri, İçinde bir avuç deri. | İNCİR |
Gökte gördüm köprüyü, Rengi yedi türlüyü. | GÖKKUŞAĞI |
İş görürken uzanır, Dinlenirken kısalır. | ZİNCİR |
Ağzı açık alâmet, İçi kısıl kıyâmet. | FIRIN |
Kara tavuk, dalda yatar; Dal kırılmış, yerde yatar. | ZEYTİN |
Ninemin etekleri, Süpürür sokakları. | RÜZG |
Uzun uzun urganlar, Ucunda bağlı kurbanlar. | KABAK |
Benim adım iki hece, Dolaşırım gündüz ve gece. | SAAT |
Üstü çayır biçilir, Altı çeşme içilir. | KOYUN |
Eğridir eğri, ince dilli, Öte gitsin pis selli. | YILAN |
Çıt der, çiçek açar; Ateşi göğe çıkar. | KİBRİT |
Kokusu var, gül değil; Tadı var, bal değil. | PEKMEZ |
Yakınca ışık verir, Bir taraftan da erir. | MUM |
Fır fır döner, Ak ak döker. | DEĞİRMEN |
Takır takır takraba, İçinde var akraba. | BEŞİK |
Vırakına bayıldım, Susar susmaz ayıldım. | KURBAĞA |
Gidip gelince gıcırdar, Tek ayakta karar kılar. | KEDİ |
Dört köşedir, beş değil; Kimse ondan hoş değil; | MEZAR |
Tepsi üstünde nâr, Alsın haddi olanlar. | ATEŞ |
Bir ucu dudak, Diğeri kulak. | TELEFON |
Ayla yıldızı kopardılar, Kırmızı beze yatırdılar. | BAYRAK |
Havada göz kırpar, Bir söner, bir yanar. | ŞİMŞEK |
Mavi tarla üstünde, Beyaz güvercin yürür. | YELKENLİ KAYIK |
Dağdan gelir sekerek, Üzüm gibi dökerek. | KEÇİ |
Su iken taş kesilip bayıldı, Güneşi görünce ayıldı. | BUZ |
Tavada kalbur asılı, Dolaşır kasılı kasılı. | ÖRÜMCEK |
Küçük küçük murt yaprağı, Hasan - Hüseyin toprağı. | KINA |
Ocak başında oturup, Burunu kütle batırır. | İBRİK |
Mini mini ak taşlar, Gökten yeri taşlar. | DOLU |
Sulu yerde kişner Susuz yerde kışlar. | GEMİ |
Bir basarsın düğmeye, Çıkarsın gökyüzüne. | ASANSÖR |
Yuvarlak kuyu var, İki çeşit suyu var. | YUMURTA |
Arşın ayaklı Burnu bıyıklı. | TAVŞAN |
Subsets and Splits